27 Aralık 2016 Salı



Kimine göre gelip geçiciydik, öylesineydik.
Can sıkıntısına, rutine eğlenceydik.
Belkide cidden böyleydik...
Umutsuz başlayan ama sonrasında senin ve benim oluşturduğumuz bir umuttuk.
Sana bir nefes alış, bana ise bir ışık.
Bir birliktelik düşünmezken, yazı bitirdik ve yılım ilk karını birlikte gördük.
Ve böylelikle birlikte daha çok mevsimler geçireceğimize inandık.
Kimine göre az, kendimize göre çok şeyler yaşadık.
Çok sarsıldık, çok vazgeçtik ama bir türlü kopamadık.
Kaçtıkça soluğu birbirimizde aldık...
Bu bir rüya dedik, hiç uyanmak istemedik ama kabuslarla bölündük.
Uyandığımız zamanlarda olmadı değil ama uyandıkça yıprandık. Bizde uyumayı tercih ettik.

Bizim hayatımızda eksik bir şeyler vardı, farkında olmadığımız.
Farkındalığı tanışınca yaşadık...

25 Aralık 2016 Pazar



Sen nasıl bir mutluluksun öyle,
her nefes alışımda ciğerlerime dolan.
Sen nasıl bir güzelliksin,
dünyadaki tüm güzelliklere meydan okuyan.
Sen nasıl bir huzursun,
ruhumu dinlendiren.
Senin acın nasıl bir acı,
acıların en güzeli olan.
Senin nasıl bir yüreğin var,
tüm güzellikleri içinde barındıran.
Senin nasıl bir şefkatin var,
her zerresine hayran olduğum.
Senin nasıl bir özlemin var,
varlığı dayanılmaz, yokluğunu ise henüz hiç hissetmediğim.
Sen nasıl bir tanıdıksın sevdiğim,
aslında her şeyine yabancı olduğum.


1 Aralık 2016 Perşembe

Benim Bütün Hayallerim Askıda Kaldı...


Bazı şeyler gerçekten de imkansız mıdır?
Yoksa sadece imkansız mı sanılır?
Aslında tercihlerimizin bizi olmaza sürüklemesi sonucunda bizde çaresizce imkansızdı zaten demekle yetiniriz.
Evet olan biten hep bundan ibaret!
İnanç yoksunluğundan dolayı yaptığımız tercihleri imkansız etiketiyle süsleyip içimizi rahatlatmak.
Tabi ne kadar rahatlayabildiğimiz de büyük bir tartışma konusu.Bir tarafımız rahatlar belki evet ama içimizde bir yerlerde bizi yiyip bitiren o duygu uzun zaman bizimledir.

Ben hayatım boyunca hep bu yüzden kaybettim.Büyük yol ayrımlarına geldiğim zaman inancımı kaybettim sonra zaten imkansızdı dedim. Böylelikle hep içimi rahatlattığımı zannettim.
Ama içimde yıllarca sürecek olan o huzursuzluk hissini hiç yok edemedim. İşte sırf bu yüzden,
benim bütün hayallerim askıda kaldı ve ben o güzel hayallerimi o askıdan çıkarmayı hiç beceremedim... 

24 Kasım 2016 Perşembe


Kafamdakilerle boğuşurken nereden bilebilirdim ki beni asıl öldürecek şeyin bu düşünceler olacağını. Düşünmek hiç insanı öldürür müydü? Ne saçma şeydi bu lakin oldu ben düşündükçe hislerimi ve tepkilerimi öldürdüm.
Bu durum bir hastalık gibi haberin olmadan ilerliyor ve farkına vardığın zaman köprüden önceki son çıkışı çoktan kaçırmış oluyorsun.
İlk belirtilerinden biri dalmak oluyor, olur olmadık her mekan ve zamanda dalıyorsun o düşünce denizine.
Daha sonra bu düşünceler uykularına tecavüz ediyor.
Sonraları bu durum çekilmez bir hal alıyor, ruhun daralıyor, nefes alamıyorsun.
Saatlerce yürümek senin tek ilacın olmuş oluyor her bunalma anında kaçıp deliler gibi saatlerce yürüyorsun.
Bu durum böyle bir kaç sene sürüyor, çoğu kez ölümün eşiğinden dönüyorsun.
Ve sonra birden bir kendine gelme halin oluyor.
Kendine bakıyorsun nefes alan ama hissedemeyen bir bedene sahip olmuşsun.
Yıkılmışsın ama içindeki o yıkıntıyı senden başka hiç kimse göremiyor, artık hiçbir şeyi düşünmüyor hiçbir şeyi hissedemiyorsun.
Nefes alıyorsun ama yaşamıyorsun.

20 Kasım 2016 Pazar


Sevdik dedik her önümüze gelene, sevmenin ne demek olduğundan haberimiz yoktu o zamanlar.
Sahi ne demekti sevmek?
Bize gösterilen ilgi karşısında mutlu hissetmek miydi?
Ya da o güzel çıkarlarımızı(!) o güzel yürekli insanlardan fayda sağlayarak sadece hep ondan bekleyerek, karşımızdakini tüketerek yaşadığımız o bencil duygunun adımıydı sevmek?
Ya da her şeyden bıkmış olduğumuz anda bize gösterilen ufak bir umudun peşinden koşup da sonra pişman olmanın adı mıydı?
Ya da bir insanı her haliyle hiçbir karşılık beklemeden sırf o olduğu için verdiğin değerin karışığı mı?
Sahi ne çok uzarmış bu liste böyle.
Herkesin doğrularına tanım bulmak zor.
Ama şöylede bir gerçek var ki bence sevgi üzerine yazılabilecek en güzel tanımda bu olur.
Bir insanın gözlerine baktığın anda zamanın durduğunu hissediyor ve aklındaki bütün düşünceleri uçuruyorsan gökyüzüne,
birçok şey yaşamış olmana rağmen aslında yaşanması gereken her şeyin onunla yaşanmasını gerektiğini düşünüyorsan, 
bir çok yerde bulunup kendini hiç bir yere ait hissedemiyor ve onunlayken olman gereken yerde olduğunun gerçeğini fark ediyorsan,
onun canı yansa senin canın daha çok yanıyorsa,
 ne yaparsa yapsın yine de kıyamıyorsan,
 sabretmenin ne demek olduğunu öğrendiysen, 
ve ne yaşanırsa yaşansın içinde hiç bitmeyeceğinin biliyorsan,
gece uyurken aklında o var ve sabah uyandığında da aklına gelen ilk şey yine o ise sen sevmenin tanımı benden çok daha iyi yaparsın. :)
Sizinde sevmenin ne demek olduğuna dair olan yorumlarızı beklerim. :)



3 Kasım 2016 Perşembe


Hayat devam ediyor,
birileri doğuyor, birileri ölüyor.
Birileri hayallerine kavuşuyor.
Birileri en mutlu anını yaşarken,
birileri hayatlarının en mutsuz anının karşısında donup kalıyor.

Kimisi intiharın eşiğinde,
kimisi intikam peşinde...

Ve bazıları hayata dair her şeyden yılmış yaşamaya bıkkın ölüme ise cesaretsiz olanlar suratlarına yerleştirdikleri yapay bir gülümsemeyle nefes alıyorlar, bunun adına yaşamak diyorlar.

Yani kısacası ritme ayak uydurunca yaşamış olduklarını sanıyorlar ama yanlızca sanıyorlar...

1 Kasım 2016 Salı




Bir adam sevin, gözlerine bakamadığınız bir adam
Bir adam sevin, güzel seven bir adam
Bir adam sevin, sizi kendinden önce düşünen bir adam
Bir adam sevin gülüşünüzde huzur bulabilecek, gülüşünde kaybolacağınız bir adam
Bir adam sevin, vicdan duygusundan yoksun olmayan merhametli bir adam
Bir adam sevin, varlığına her saniye şükrettiğiniz
Ve sonra bırakın bu adam tüm ihtimalleriyle imkansızın kıyılarında dolaşssın...

20 Eylül 2016 Salı



İçim içime sığmıyor, her yer bana hapis oluyor.Şu koskoca dünya bir odadan ibaret bende o odada hapis kalmış gibiyim. Nefes alamıyor gibi oluyorum bazen de nefesim bir düğüm olup beni boğuyor, nedendir bilmem yada bilmek istemem.
Bazen de bilmemek en güzelidir.
Bazen hatalar yapılır ve yapılan hatalar hata olarak kalmalıdır, peki ya sonrası?
Devamı olan bir hata ne kadar hatadır?
Ve bir insan en çok ihtiyaç duyduğu insana ne kadar hata yapabilir?
Sorular sorular sorular...
Beynimin içinde düşünmek için yer bırakmayan bu sorular cevapları bekliyorlar.
Cevaplar ise zamanda gizli, zaman geçecek yaşanacak olanlar yaşanacak ve sorular cevaplarına kavuşacak ve ben biraz daha eksileceğim.
Şimdi soruyorum kendime hani senin sabırlı yanın diye, sonra cevap veriyorum yine kendi kendime. Kırgınlıkların öyle büyük ki bazen sabrını bile yıldırıyorlar diye.
Ben bazen sırf canım yanmasın diye düşünmek istemiyorum ve ben düşünmedikçe iyi niyetli oluyorum ve ben iyi niyetli oldukça iyi niyetli insanları bile iyi niyetimi kullanmaya teşvik ediyorum.
Ve ben gerçekten bazen nefes alamıyorum.

1 Eylül 2016 Perşembe

Sen bir gülersin tüm mutsuzluklar silinir yeryüzünden
Sen bir gülersin tüm dünyama Güneş doğar aniden
Sen bir gülersin tüm benliğim huzurla dolar
Sen bir gülersin gözyaşlarım özgürlüğüne kavuşur, ağlamak imkansız olur
Kısacası sevdiğim sen hep gül, sen gülünce her şey düzelir.

5 Haziran 2016 Pazar

Pişman olmamakta bir seçenek tabi...


Kendi kendine konuşmaya başladığın an mı delirmeye başlarsın yoksa kendi kendine konuşmaya başladığın an mı en akıllısındır?
İsyanını içinde büyütmek mi faydalıdır yoksa içinde hiç isyan bırakmamak mı?
Kendini düşündüğünde mi yoksa başkalarını düşündüğünde mi daha mutlusundur?
Kendini düşünmek bencillik midir?
Hayatta her şey iki seçenekten ibaret, ya evettir ya hayır.
Ya siyah ya beyaz...
Bu hayatta üçüncü bir tercih yokken ve her şeyin sonunda ölüm varken sonunda yaptıkların için mi yoksa yapmadıkların için mi pişman olacaksın?

19 Nisan 2016 Salı

Unutma Sevgili Beni Çok Sevdiğini



Unutma sevgili hiçbir şeyi,
Mesela elimi ilk tuttuğun anı unutma;
ben o an ki çocuksu halinin içime işleyişini unutamam,
Unutma sevgili dudaklarımın dudaklarınla buluştuğu ilk anı;
ben o heyecanı unutamam,
Unutma sevgili ilk sahiplenişini;
ben o sahiplenişin verdiği huzuru unutamam,
Unutma sevgili gülüşlerimi;
çünkü ben tek bir gülüşüne esir olduğumu unutamam,
Unutma sevgili anıları bıraktığımız yerleri,
ben anıları asla unutamam,

Unutma sevgili içime düşürdüğün alevi;
çünkü ben alevi sönmeyecek olan yangınımı hep yaşayacağım...