29 Ağustos 2014 Cuma

''Sen her şeye rağmen iyi ki olanım.''


Sen tüm doğrularımın tek yanlışı, sen keşkesiz hayatımın tek hatası
ve 
sen her şeye rağmen iyi ki olanım.
Yaşadığım hiçbir şey için üzülmedim, hiçbir zaman kızmadım sana kızamadım...
Mutlu oldum ben üzüntülerime çünkü yaşadığım her şeyden bir ders çıkarmayı bildim.
Sen geldin...
Bana zarar vermedin ama içimi parçalayarak gittin...
Bir yararın vardı bana sevdiğim, senin bilmediğin.Sen gelecekteki hatalarıma engeldin, ben bunu farkedince bir kere daha seni sevdim.
Sen senli zamanları mutlu kılarken sensiz geçen zamanlarda hayata tutunmak için bir sebeptin...

24 Ağustos 2014 Pazar

Bu nasıl oluyor?

Bazen şarkılar bazen de yazarlar anlatır sizi, en güzel eserlerinde.
Hatta öyle büyülüdür ki anlattıkları siz bile kendinizi öyle yorumlayamamışsınızdır bu zamana kadar.
Hiç düşündünüz mü bu nasıl oluyor diye?
Bana sorarsanız farklı yaşamlar yaşasakta aynı duyguları farklı olaylar karşısında hissediyoruz.
(Acıları, sevinçleri, özlemleri, mutlulukları, hüzünleri...)
Bir nevi paralel yaşam diyebiliriz buna.
Sadece bazılarımızın ifadeleri nettir, etkileyicidir ve kalemleri büyülüdür.
Kendi yaşadıklarımızın büyüleyici yorumudur bizi etkileyen.

23 Ağustos 2014 Cumartesi

''Olmuyor, olmuyor istesemde...''


Yokluğunu kimsenin dolduramadığını görmek, tüm acıları silip atıyor.
Bu bambaşka bir şey, hani bazen nefes alamadığını hissedersin, ölüm gibidir ama ölmezsin.
Bir yardım beklersin yaşayabilmek için senden sonra gelenler hep bir yardım eliydi benim için.
Sonuçta yaşarsın ama o ölümü unutamazsın, atlatamazsın etkilerini.
O misal, yaşıyorum bende....
Senden sonra gelenler hep bir yardım eli olduramıyorum,  yapamıyorum, nefes alıyorum ama yaşayamıyorum.

20 Ağustos 2014 Çarşamba





Mutluluk sahiden kocaman bir gülümseyiş midir?
Her gülümseyiş bir mutluluk, her gülen mutlu mudur?
Her mutluluğun altında kocaman acılar yok mudur aslında...
Hayat bu kadar ironikken mutluluk kocaman bir yalan, mutlu olmayı beklemek bencillik.
Peki gerçek değilse mutluluk yalansa gülümseyişler, ne zaman düşer maskeler?
Yada gerçekten mutlu olabilir miyiz?


19 Ağustos 2014 Salı

Huzur nerede, biz neredeyiz?





Huzur; yaşam için büyük bir nimet, mutluluğun kaynağı.
Peki herkesin arzulayıpta bulamadığı huzur nerede?
Aslında yanı başımızda huzur, yaşamak isteyene her yer huzur her yer mutluluk.
Her şey elimizdeyken, her şey imkansızmış gibi davranmamız tek sorun.
İmkansız yok imkansız sandıklarımız var, imkansız sandıklarımız acı.
Acının olduğu yerde huzur yok, her şeye rağmen sahte bir gülümseyiştir acı...

18 Ağustos 2014 Pazartesi

...



Sizinde hiç çekip gidesiniz oldu mu arkanıza bile bakmadan?
Bir tek siz, kulaklığınız birde sırt çantanızın olduğu bir dünyaya yolculuk yapmak istediniz mi?
(Sanki huzura kavuşacağınızı umarak...)
Peki ne engel oldu buna?
Seviyorum sandığınız sevdikleriniz mi?
Yoksa korkularınız mı?
Dönüşü olmayan bir yola girmekten mi korkuyorduk?
Yada anı mı yaşayamıyorduk?
Bana engel olan korkularımdı, anı yaşayamamamda bundandı.
Çünkü hiçbir zaman anı yaşayacak kadar cesur olamadım, yüzleşemedim korkularımla o kadar hür bırakamadım ruhumu.
Ben hep düşündüm sonradan olacakları ama olan bana olmuştu.
Belki bir gün kırarsam prangalarımı, hür bırakırsam ruhumu işte o zaman geerçek mutluluğu yaşayabilirim.




Dipot:Aranızda prangalarını kırmış olanların değerli yorumlarını ve tavsiyelerini beklerim. :)

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Öylesine bir yazı, içimden ne geldiyse. :)



Düşünmekten kafayı yemek üzere olduğum zamanları atlatmış olsakta etkilerini atlatabilmiş değilim.Mesela kimseye güvenemez oldum sonra birinin beni sevebileceği ihtimalleri kalktı ortadan.Hayat sanırsam oldukça acımasız düşünsenize birçok şey yaşıyorsunuz bazıları hiç umrunuzda olmuyor bazılarınında enkazı büyük oluyor.Gerçi bu konuda da hayat mı acımasız yoksa biz insanlar mı acımasızız tartışılır.
Mesela seninde varlığın iyi geldi ama enkazın büyük oldu, iyiki de oldu. :) Mazoşist değilim elbet ama yaşadığım her olayın bir ders olduğunu düşünüyorum, bir sonraki yaşanacaklar için. :) O yüzden keşkelerden uzak yaşayabiliyorum, elbet çok düşünüyorum bunun için ama getirdiği (+)lar büyük oluyor. Keşke dememek büyük bir (+) aslında.Tabi düşünmek iyi bir şey demiyorum çoğu zaman kafayı yemiş gibi hissettiriyor ama zaten normal olmak isteyen kim ki. :) Galiba konuyu çok dağıttım her neyse demek istediğim özlü bir sözüm vardı onu söyleyip ufaktan kaçayım. :)          

Hayat öyle ki anı yaşamak istersen sonuçları canını yakıyor,
Düşünerek yaşasan bu seferde yaşayamadıkların canını yakıyor...

Bunun bir ortası yok yani sonuç olarak canının hep yandığı bir hayat yaşıyoruz.Önemli olan keşkesiz yaşayabilmek.Yazılarımı yorumlarınızla güzelleştirmeniz dileğiyle...   :)

7 Ağustos 2014 Perşembe

''Son Mektup''


Bu bloğu açmamdaki asıl amaç hayal kırıklığıma söyleyemediklerimi buraya haykırmak belki de ona ulaşmaktı.Belki bir geri dönüşü olur diye ummuştum, o an ne düşündüğümü bende bilmiyorum. :) Yazılarımın büyük destekçisi olan yakın arkadaşım olmasa bu bloğu belki yinede açamazdım.Sonuç olarak bu blog açıldı ben her şeyden çok bloğumu sevmeye başladım, yazdıklarım okuyanlar tarafından beğenildi ama sanırsam bir haylkırıklığım beğenmedi dönüşü olmadı çünkü.Belkide ezildi benim kocaman yüreğim karşısında bunu bilemeyiz...Bu yazım ona hitaben yazılan son yazı bundan sonrası ancak onun bıraktığı izler için yazılabilir.

''Son Mektup''

            Merhaba hayal kırıklığım,
Bu sana son mektubum, öyle uzuncada bir şey değil, kalemim son kez oynuyor artık senin için bundan sonrası bıraktığın izler için.Ben senden gittim çoktan sen benden bir türlü çekip gidemedin ben izin vermedim.Sana sayfalarca yazdım, ben sustum kalemim konuştu sayfalara...
Bu beni çok rahatlattı da seni geri getirmedi bana.Benim savaşım çok büyüktü içimde, sana galip geldim yüreğime yenik düştüm.
Bilmeni istiyorum ki ben seni, sende yaşadığım hiçbir duyguyu unutamayacağım.Bugün kokunu başkasında duyduğumda nasıl tuhaf oluyorsa içim yıllar sonrada aynısı olacak.
Sende beni unutma hayal kırıklığım sen bana kısacık mesajları çok görsen bile ben seni sayfalara sığdıramadım, kelimeler hep yetersiz kaldı.Olur da bir gün konuşmak istersen sorgulamadan, ben hep buradayım.Ben senden gitsemde sen hep birazcık bende kaldın...


Son olarak bundan sonra kimseyi imkansızın yapma, sonucu can acıtıyor olabilir.Unutma isteseydin, isteseydik imkansız olmazdı..

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Hayal kırıklığım...

Çok özlersin, öyle çok özlersin ki o yokken aklının her köşesi onunla dolu olmuştur.
Onunla ilgili söylenenleri duymazsın çünkü onun iyi biri olduğuna inanırsın.
Sen onun iyi tarafını keşfetmiş ve buna aşık olmuşsundur.
Ona kızgınsındır, kırgınlığının tarifi bile yoktur ama içten içe yinede seversin.
Elinden gelen hiçbir şey yoktur...
Zaten oda yoktur, usulca çekip gitmiştir umursamadan ardında bıraktıklarını.
Sen şimdi güçlenmeye çalıştıkça bir tarafının ona hep ihtiyacı vardır...

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Artık alevleri sönüyor yangınımın ve ben senden gidiyorum.



En çokta kokunu özlüyorum. 
Hani o omuzlarına yattığımda boynundan doğru gelen,
üzerine sindi diye yıkamadığım hırkamdaki kokunu.
Sonra birlikte geçirdiğimiz o azıcık zamanlardaki kocaman anılarımızı özlüyorum,
gözlerinde gördüğüm sevgiyi özlüyorum, 
bana bakıp gülümseyişini özlüyorum,
bazen imkansızlığımızı bile özlüyorum ama sevmiyorum...
Ayrılığa sebep olan hiçbir şeyi sevmiyorum ve artık bende gidiyorum senden.
Alevleri sönüyor yangınımın ve küllerimi alıp gidiyorum...